6 Ekim 2009 Salı

Rezaleti sinema modunda izleyenler,rezaleti yapan aktris modunda davrananlar!!!

Bu nedir ya?!?! Dışarı çıktığımda her köşede bir kızı döven çaresiz erkek,diğer köşede "ana kızı dövüyorlar" diyip hiç birşey yapmayan,birbirine işaret edip izlettiren mal toplumumuz.Bu hafta bu sahneyi tam 4.kez gördüm.Neler oluyor millete?Erkekler bu kadar mı çaresiz kaldınız?Kızlar bu kadar pardon ama korumasız mı oldunuz?İnanılmaz sinir bozucu bir şey.Daha iki gece önce arabadan zorla kaçıp trafikte ezilmekte olan inadına "imdat" diye bağıran bir kızcağız arkasından onu yakalamaya çabalayan iki tane erkek ve olanları görüp de sadece "izlemek" için duranarabalar.Hani yardım?!!Annem evin balkonundan bağırıp polisi aramasa millet devam edicek sinema gibi izlemeye olayı.Hayır anlamıyorum o kadar çok reklam çıkıyor artık "kadına şiddete hayır!" diye.Bu reklamı gördüğümden beri daha çok bu tarz olayları görmeye başladım.Acaba "lan bu kadar çok reklam yapılıyor nasıl bir duygu bu" diyip elini ayağını bir kıza karşı kaldırmayan erkeklerde meraktan bu"ayıba"mı uymaya kalkıyor da gün geçtikçe bu tarz olaylar göz önünde oluyor.Daha az önce ya markete ekmek almaya gittim bir erkek kızı evire çevire dövüyor millet izliyor.Şakalaşmıyorlar arkadaşım bir iki laf söyleyip müdahale etsenize.Marketten polisi arıyorum diye bağırdım da erkek kızı koluna aldı gitti.Benim babam bile ilkokuldayken bir erkek saldırmaya yönelik davranmaya kalkarsa ne yapmam gerektiğini gösterdi,insan can havliyle kendini korur "imdat" diye bağırırken.Gerçekten çok aşağılayıcı bir şey.Döven kişinin o yaptığı eylemi kendi bacısına,annesine biri yapsa oturup izler "e hak etmiştir" mi der? Bu ne ya valla çok kızdım ,kızgınım da! Kız milletine de kızıyorum.İnsan refleks olarak kendi canına zarar vermeye kalkan birine hiç mi tepki veremez?
Erkekler unutuyorlar herhalde o dövdükleri "cins" tarafından büyütülüyor ve hayatlarında en çok o insana uyan insanı arıyorlar bir ömür boyu mutlu olabilmek için.

Çok kızgınım dostum çoook!!!

5 Ekim 2009 Pazartesi

Pembe dizi kıvamlı duygu anlatımı

Gerçekten "yağmur sapığı" olduğumu anladım.Bir insan yağmur sesini duyduğunda gülümser ve inanılmaz bir heyecana kapılır mı?Umarım bunlar normaldir çünkü gerçekten yağmur kokusu,yağmurun sesini duyduğumda,hissettiğimde bunları yaşıyorum.Küçükken kış ya da sonbahar mevsiminde yağmur yağsın diye dua ederdim (aslında her mevsim) arkasından elektrikler kesilsin diye dua ederdim çünkü bilirdim ki o zaman ailem,tüm sevdiklerimle iç içe o bol kahkaha seslerinin paylaşıldığı ortamda olurdum.Anılar,hikayeler,masallar... hayata dair ne var ise anlatılır,paylaşılırdı.Mumun duvara yansımasıyla abimle o ufacık ellerimizle yeni yeni şekiller çıkartırdık.Sanırım "yağmur" kelimesi aklıma geldiğinde direk bu özlem dolu anılarımı hatırladığım için hep yağmurun kokusunu,serinliği,sesini duymak istiyorum.Az önce o büyük şimşek sayesinde elektrikler kesildi ve şuanda acaba ne yapsam diye düşündüğüm anda not defterine aklıma gelenleri yazayım hareketiyle ,direk laptopa yapıştım "umarım şarjı vardır" diyerek.Şuan içimde o kadar çok düşünde,duygu var ki.Hatta hepsini bir düşünmekten ne düşüneceğimi,ne hissedeceğimi bilmez oldu.İşte yağmur beni böyle yapıyor.Sanırım gittiçe yanlız kaldığımı düşündüğümden sürekli yağmur yağmasını istiyorum ki o eski ve derin anılarıma tekrar kavuşmak için.Zaman geçtikçe gerçekten daha iyi anlaşılıyor "eskinin" önemi.Bunu söyleyeceğimi hiç sanmazdım en azından daha bu yaşta.
Hah! Elektrikler geldi ve ben yine eskilerimden çıkıp günümüze geri döndüm önce laptopu şarja taktım sonra internetin hapsolmuşluğuna kendimi kaptırmaya başladım.Şimdi sadece klavyemin tuşları ve yağmurun arkasında bıraktığı o ıslak ses var.

Pembe dizi kıvamında yazdım sanırsam azıcık kendime portakal kabuğundan ödül veriyorum .

"Blog" denen şey!


Uzun süredir-yaklaşık 1 senedir- düşündüğüm bir şeydi şu "ünlü ortam" olan blog sayfalarına kayıt olmak.Dün gecenin bir vakti eskiden yazıp uzun süredir yazmaya ara veren bir arkadaşıma "sen yazarsın, yaz ben okuyacağım" diye moral verir iken artık kayıt olayım diye düşündüm.O yeniden yazmaya ben de uzun süredir düşündüğüm kayıt olayına başladım.Bin tilki dönüyor kafamda.Ne yazılır ne çizilir ne anlatırsın ya bu blog denen olayda diye düşünmekten geceyi gün edip,yatıp, kalkıp, dışarıda dolanıp, eve gelip, yemek yiyip, bilgisayar başına oturup, interneti açıp yeniden düşünme döngüsüne geri döndüğümü fark ettim.Aslında anladım ki hala bir yapım aşamasında bile değilmişim "blog" denen şeyin.Heyecan bastı "birde rezil olursam" gibi salakça bir cümleyi bile düşündüm.Neyse ilk adımı attım ya ben ona sevindim şimdilik.

"Blog" denen şey! Şimdilik kısa ve sıkıcı hoş buldum yazımı yazdım daha sonra bayağı bayıcam gibime geliyor.Hadi eyvallah!